Konuşma Sanatıyla Bağ Kurma, teknolojinin daha fazla bağlantı sağladığı, ama daha az bağ kurduğumuz bir dünyada yeniden canlandırılması elzem olan önemli bir beceri. Konuya şöyle bir hikaye ile girelim.
Antropolog Margaret Mead’e bir keresinde bir öğrenci tarafından, medeni insan toplumunun en erken işareti olarak neyi düşündüğü sorulmuş. Öğrenci, aletler, mağara resimleri veya diğer eski eserler hakkında bir yanıt bekliyordu, ancak Mead soruyu farklı bir şekilde ele aldı: Mead, medeni insan toplumunun ilk işaretinin iyileşmiş bir kırık uyluk kemiği kalıntıları olduğunu açıkladı.
Peki, antropolog bu görünüşte önemsiz insan iskelet kalıntısını neden bu kadar yüksek bir değerde tuttu?
İnsan uyluk kemiği vücuttaki en uzun kemiktir—kalçayı dize bağlar—ve vahşi doğada hayatta kalmamız için özellikle önemlidir. Ayrıca, bir kırık sonrası iyileşme süresi oldukça uzun sürebilir, bazen 10 haftaya kadar çıkabilir.
Antropolog Margaret Mead Öğrencileri ile
Mead, vahşi, medeni olmayan toplumlarda, erken insan atalarımızın hayatını sürdüğü dönemde, kırık bir uyluk kemiğinin bir ölüm fermanı olduğunu düşündü. Kabileye “değeri” olmayan yaralı birey, açlıktan ölmeye veya yenmeye terk edilirdi.
Buna karşılık, iyileşmiş bir uyluk kemiği, bireyin bakıldığı, sağlığı ve güvenliğinin diğerleri tarafından gözetildiği anlamına geliyordu.
Bu, Mead’in medeni bir toplumun işareti olarak gördüğü şeydi. İnsanların bağlantı, sevgi, işbirliği ve destek için duyduğu arzu ve ihtiyaç, bizim hayatta kalmamıza ve gelişmemize olanak sağladı.
Ancak, teknolojinin daha fazla bağlantı sağladığı, ama gerçekte daha az gerçek bağ kurduğu bir dünyada, birçok insan her zamankinden daha izole ve yalnız hissediyor. Yani bağlantı kasımız zayıfladı.
Buna karşı koymak için, kaybolmuş gibi görünen bir beceriyi yeniden canlandırmamız gerekiyor: Konuşma sanatını ve bilimini.
Konuşma Sanatıyla Bağ Kurma -Bağlantı Kasımızı Güçlendirmek
Konuşma Sanatıyla Bağ Kurma – Bağlantı Kasımızı Güçlendirmek
Usta bir konuşmacı birçok farklı form alabilir:
– Dışa dönük veya içe dönük
– Tiyatro anlatıcısı veya ihtiyatlı bilgi veren
– Veren veya alan
Buradaki asıl nokta, doğal eğiliminizin, yetenekli bir konuşmacı olma yeteneğinizi belirlememesi veya yok etmemesidir.
Konuşma Sanatıyla Bağ Kurma – Bağlantı Kasımızı Güçlendirmek
Sürekli konuşmayı kaçıran ve diğer kişinin sözünü kesmesine izin vermeyen dışa dönük kişi, aktif dinleme veya ilerleme sağlayamayan içe dönük kişi kadar zorluk yaşar.
Amaç, doğal yeteneklerimizden en iyi şekilde yararlanmak ve olabileceğimiz en iyi konuşmacılar haline gelmektir.
İşte herhangi birinin, doğal eğiliminden bağımsız olarak kullanabileceği dört temel bağlantılı konuşma ilkesi:
Konuşma Sanatıyla Bağ Kurma
İlke 1: Kapı Kolları Yaratın
Bir doğaçlama sanatçısı “konuşmalarda kapı kolları” kavramından bahsediyor.
Çoğu soru bir dur işareti gibidir. Bir cevabı davet eder ve bu doğal olarak konuşmayı sonlandırır.
Kapı kolları, diğer kişiyi açmaları ve içeri girmeleri için davet eden sorular veya ifadelerdir. Diğer kişiyi bir hikaye anlatmaya davet ederler.
– Soru: Nerede evlendiniz?
– Kapı kolu: Düğün mekanını nasıl seçtiniz?
Kişi bir konumla yanıt verdiğinde, soru büyük olasılıkla bir konuşma durmasına neden olacaktır. Kapı kolu ise büyük olasılıkla bir hikayeye yol açacaktır.
Her hikaye, siz dinleyici olarak bir noktaya tutunma ve bağlantıyı ve sohbeti ilerletme fırsatları sunar.
Kapı kolları hikayeler yaratır; siz kapı kollarını yaratmalısınız.
İlke 2: Yüksek Sesli Dinleyici Olun
Yüksek sesli dinleme birçok biçim alabilir, ancak genel olarak konuşmacının duyulduğunu ve hissedildiğini bildiren dinleyici eylemleriyle tanımlanır.
– Sesler: “Evet” veya “hı-hı” ya da “hmm” gibi sesler, dinleme sinyali verir ve konuşmacının enerjisini devam ettirir.
– Yüz İfadeleri: Anlatılan hikayeye fiziksel olarak tepki vermek için yüz ifadelerini değiştirmek.
– Vücut Dili: Konuşmacıya doğru eğilmek, bağlılık ve olumlu enerji sinyali verir. Asla bir konuşmadan kaçmaya çalışıyormuş gibi durmamalı ve yan tarafa dönmemelisiniz. Bu, bir sohbetten kaçmaya çalışıyormuş gibi bir sinyal gönderir ve anın enerjisine zarar verir.
Hepimiz bir konuşmada, diğer kişinin kim olduğumuza veya söyleyeceğimiz şeye ilgisiz olduğu açıkça belli olan bir durumda bulunduk. Bu duyguyu biliyoruz. Başkalarında bu hissi yaratmayın.
En önemlisi, tanıştığınız herkesle gerçekten ilgilenmeyi kendinize öğretmelisiniz. Kelimenin tam anlamıyla herkesten bir şeyler öğrenebilirsiniz.
Buna da bakın:
İlke 3: Tekrar Et ve Takip Et
Aktif dinleme doğrudan “tekrar et ve takip et” yöntemine yol açar.
Konuşmacıya, ana noktaları kendi kelimelerinizle tekrar etmek ve ardından ek bir içgörü, hikaye veya kapı kolu ile devam etmek.
Bu, konuşmacıya katıldığınız veya katılmadığınız şeyleri iletmek ve bağlı dinlemeyi göstermek için bir fırsattır.
Bu, sohbetin ivmesini oluşturur ve bağlantıyı pekiştirir.
Buna da bakın:
Konuşma Sanatıyla Bağ Kurma – Bağlantı Kasımızı Güçlendirmek
İlke 4: Duruma Göre Göz Teması Kurun
Göz teması nüanslıdır. Çok azı sizi kaypak gösterir, çok fazlası sizi psikopat gibi gösterir.
Duruma göre göz teması kurmak en iyisidir:
– Onlar konuşurken derin ve bağlantılı.
– Siz konuşurken organik.
Düşünürken gözlerinizle bir yere dalmak normaldir, ancak hikayedeki önemli noktaları ve anları vurgulamak için göz temasını kullanın.
Bu dört temel ilkeye odaklanırsanız, genel olarak konuşmacı olarak yeteneğinizi hemen geliştireceksiniz.
Buna da bakın:
Konuşma Sanatıyla Bağ Kurma – Belirli Konuşma Taktikleri
İşte konuşmalarda kullanmanın önemli olduğu bir dizi harika “kapı kolları”. Birkaçını takım çantanıza dahil etmeyi ve bir dahaki sefere tanımadığınız sosyal veya profesyonel bir ortamda kullanmayı deneyin.
Bu konulara kendi yanıtlarınızı düşünmenizi öneririz, çünkü kişi büyük olasılıkla onları size yönelterek sohbeti başlatmaya çalışabilir.
Konuşma Başlatıcılar
– Şu anda, kişisel veya profesyonel olarak sizi en çok heyecanlandıran şey nedir?
– Memleketinizin en sevdiğiniz (veya en sevmediğiniz) şeyi neydi?
– İsminizin kökeni nedir? Aileniz size neden bu ismi verdi?
– Son zamanlarda okuduğunuz veya öğrendiğiniz en ilginç şey neydi?
– Son zamanlarda izlediğiniz en iyi film veya dizi neydi? Onu bu kadar etkileyici kılan özellikler neydi?
– Son zamanlarda sizi ne gülümsetti?
– Sorumluluklarınız olmadan tamamen kendinize ayırabileceğiniz bir gününüz olsaydı, nasıl geçirirdiniz?
Konuşma Sanatıyla Bağ Kurma – Bağlantı Kasımızı Güçlendirmek
Konuşma Sanatıyla Bağ Kurma – Konuşma Geliştiriciler
– Hayatınızın en belirleyici anları olarak hatırladığınız şeyler nelerdi? Onları bu kadar belirleyici yapan neydi?
– Son zamanlarda fikrinizi değiştirdiğiniz bir konu nedir?
– Tarihin herhangi bir döneminden 3-5 kişiyle bir akşam yemeği yiyebilseydiniz, kimleri seçerdiniz ve neden?
– Hayatınızda gerçekten büyük bir fark yaratan, 100 dolardan daha az bir fiyata satın aldığınız bir şey nedir?
– Nasıl kaçtığınız veya rahatladığınız hakkında bana daha fazla bilgi verin.
– Size yapılan en nazik şey neydi?
Bu sorular belirli bir sıraya göre değil, ancak hayatta yeni ve eski arkadaşlarla derin bir bağ kurmakta çok değerlidir.
İster içe dönük, ister dışa dönük olun, hikaye anlatıcı veya bilgi veren olun. Hepimiz büyük konuşmacılar olma potansiyeline sahibiz.
Konuşma sanatını ve bilimini ustalıkla öğrenmek, profesyonel olarak fayda sağlayacaktır. Ancak daha da önemlisi, kişisel olarak, hayata yeni bir doku ve zenginlik katan anlamlı bağlantılara yol açacaktır.
Yukarıdaki dört temel ilke ve belirli taktikleri kullanarak usta bir konuşmacı olma yolculuğunuza başlayın.
