Uluslararası iş görgü kuralları, hediyelerden selamlara, dakiklikten sunum yapmaya kadar, kültürel farkındalık gerektirir. Farklı kültürlerde iş yaparken nelere dikkat etmeniz gerektiğini, etkili iletişim kurmanın inceliklerini ve profesyonel imajınızı nasıl güçlendireceğinizi keşfedin.
Tartışmalı dış politika yaklaşımının hüküm sürdüğü bir çağda, uluslararası ilişkilerde dikkatli iletişim her zamankinden daha önemli hale geldi. Uluslararası görgü kurallarının sayısız potansiyel tuzağına düşmek çok kolay olabilir. Bir yerde yapılan bir baş sallama “evet”, başka bir yerde “hayır” anlamına gelebilir. Belirli bir sayı bazıları için şans getirirken, diğerleri için uğursuzluk habercisi olabilir. İyi niyetle sunulan hediyeler, yanlışlıkla uğursuzluk ya da ölüm anlamına gelen bir renkte verildiğinde işler tersine dönebilir.
Bu yüzden uluslararası görgü kurallarının büyük bir iş kolu haline gelmesi şaşırtıcı değil. Geleneklerin, kültürlerin ve batıl inançların karanlık sularında yolunu bulmanıza yardımcı olmak için dünyanın dört bir yanında uzmanlar ortaya çıktı. Bir sonraki iş seyahatinizde yüzünüz kızarmasın ya da kara listeye girmesin diye, global bir skandal yaşamamanız için aşağıdaki kültürel hassayiyetlere göz atın.
Küresel İş İletişiminde Uluslararası Görgü Kuralları
Amerika Birleşik Devletleri’nde, Siyasi Konuşmalardan kaçının
Bugünün siyasi olarak patlayıcı ikliminde, iş seyahatiniz öncesinde iyi hazırlık yapmanız gerekiyor.
İlk kural: Siyasi tartışmalardan her şekilde kaçının.
Görüşlerinizi zorla dayatmak isteğinize direnin. Eğer bir tartışmanın hedefi olursanız, ya konuyu akışına bırakın ya da mizahla yönlendirin. Ne kadar az konuşursanız o kadar iyi, çünkü mizah mükemmel bir siper görevi görür.
ABD’de sokakta yürürken yemek yemek kaba sayılmaz. Golf oynarken aynı anda iş konuşmalarına hazır olmalısınız ve pek çok kültürün aksine, yiyecek ya da içecek teklifini reddetmek de hakaret sayılmaz.
Yapılacaklar…
İş ortamında konuşurken spor dilini benimseyin. Sunumunuza “bir temas kurmak”, “sorumluluğu devralmak”, “genel rakamlar” ve “oyun planı” gibi ifadeler serpiştirin.
Yapılmayacaklar…
Kişisel alana müdahale etmeyin. Sizle muhatabınız arasında standart mesafe yaklaşık iki ayak olmalıdır. Çoğu yönetici bundan daha yakında durmaktan rahatsız olur.
Meksika’da, Fazla Sert Olmayın
Meksikalılar ‘yarın’ tutumunu benimser.. Genellikle sıcakkanlı ve cömerttirler ve ABD’deki ‘zaman paradır’ anlayışına bağlı değillerdir.
“Eski Meksika atasözü ‘Kuzey Amerikalılar çalışmak için yaşar, Meksikalılar yaşamak için çalışır’ der;
bu yüzden onların zaman ve gelenek anlayışına saygı gösterin.
Yapılacaklar…
Meksika’da kullanılan tempo ve üsluba duyarlı olun.
Yapılmayacaklar…
Aşırı zorlayıcı, saldırgan olmaktan veya keskin bir ses tonuyla konuşmaktan kaçının.
Brezilya’da, Sarılmaktan Çekinmeyin
Brezilyalıların ünlü bir sözü vardır:
“Arkadaşlarımıza her şey, başkalarına ise kanun”,
bu yüzden herhangi bir iş ilişkisine başlamadan önce sağlam bir bağ kurduğunuzdan emin olun.
İtalya ve Meksika’da olduğu gibi, dakiklik burada da oldukça esnektir. Zamanında olun ama ev sahibinizin 15-30 dakika geç kalması sizi şaşırtmasın; çünkü toplantılar genellikle uyarı yapılmadan gecikir veya iptal edilir.
Yapılacaklar…
Dokunsal etkileşimlere hazırlıklı olun. Sarılmak ve sırt tokatlamak oldukça yaygındır.
Yapılmayacaklar…
Mor veya siyah hediyeler sunmayın; bu renkler cenaze ve yas ile ilişkilendirilir.
Rusya’da, içeceği reddetmeyin
İş ortamı resmi olsa da, kültür düşündüğünüzden daha açık ve kozmopolit. Çevrimiçi ortamda fazla özgürlük tanımayın. Vize başvurusu yaparken sosyal medya hesaplarınızın sorulduğunu bilin. Ne paylaştığınıza dikkat edin, aksi halde bu size geri dönebilir.
Yapılacaklar…
Hediyeler getirin – ve karnınızı doyurun. Rusya, ağır içki kültürünü koruyor.
Yapılmayacaklar…
Siyasi tartışmalara kapılmayın. Bu her zaman çetin bir konudur, bu yüzden konudan tamamen kaçınmak en iyisidir.
Almanya’da, zamanında olun
Almanlar sürprizlerden hoşlanmaz. İş işlemlerinde, sonucu iyileştirse bile, ani değişiklikler hoş karşılanmaz. Bir projenin her detayının titizlikle incelenmesini bekleyin. Alman düşünce yapısı son derece detaylıdır. Bu süreç zaman alabilir ancak planlama tamamlandıktan sonra proje çok hızlı ilerler ve son teslim tarihlerine uyulması beklenir.
İş toplantılarında, yaş küçüklükten üstündür. Eğer grup ortamındaysanız, en yaşlı kişi ilk girer.
Yapılacaklar…
İş veya sosyal etkinliklerde dakik olun. Sadece birkaç dakika geç kalmak bile son derece saygısızlık olarak görülür.
Yapılmayacaklar…
Alman muhatabınızı geçmeye çalışmayın; örneğin Boris Johnson’ın 2006’da İngiltere ile Almanya arasında düzenlenen ünlüler yardım maçında eski futbolcu Maurizio Gaudino’nun kasığına kafa darbesi indirmesi gibi. Uluslararası görgü söz konusu olduğunda, tam tersini yapmak her zaman en iyisidir.
Hindistan’da, çiçek getirin
Hindistan’da yemeğin sağ elle yenmesi adettir.
Basit bir baş sallama hareketi konusunda bile dikkatli olun. Başı yukarı-aşağı sallamak genellikle ‘hayır’ anlamına gelirken, başı yana sallamak ‘evet’ demektir.
Amerikalıların ‘tamam’ demek için kullandığı el hareketi ise müstehcen sayılabilir.
Yapılacaklar…
Ev sahibinize hediye olarak çiçek veya tatlı sunun. Bu hediyeler genellikle sizin ayrılmanızın ardından açılır.
Yapılmayacaklar…
Başka birinin başına dokunmayın, hatta bir çocuğun saçını okşamak bile. Baş ruhun merkezi olarak kabul edilir.
Hong Kong’da, dört sayısından sakının
Çin’e bağlı olmakla birlikte kendi siyasi ve ekonomik bağımsızlığına sahip olan Hong Kong’un kültürü, Çin ile benzerlikler taşır ancak batı etkileri de mevcuttur. Hiyerarşi ve onur çok önemlidir ve her zaman saygı gösterilmelidir.
Çin’de olduğu gibi, dört sayısı ölümü simgelerken, üç sayısı yaşamı temsil eder. Bu durumu, çoğul olarak verilen hediyelerde hatırlayın.
Yapılacaklar…
Akşam yemeğinde merkezi koltuğa teklif edilirseniz hafif bir direnç gösterin. Bu, bir onur olarak kabul edilir.
Yapılmayacaklar…
Bir garsonu çağırmak için işaret parmağınızı kullanmayın. Bu, Avrupa’da parmak şıklatmak kadar affedilemez.
Güney Kore’de, zaman sınırı koymayın
Korelıler zeki, kararlı pazarlıkçılardır. Hiçbir adil oyun duygusu ya da zayıf bir rakibin avantajından yararlanmama hissine bağlı değiller. Ellerine geçen her şeyi alırlar.
Ayrıca, ilgili kişilerle kendilerini rahat hissetmeden – yani onları sevip güvenene kadar – anlaşmaya varmazlar.
Yapılacaklar…
Samimi ve pozitif bir ortam yaratın. Şehirde çekincesiz bir gece geçirmek, neredeyse her zaman yönetim kurulunda geçen birkaç gün süren zorlu pazarlığa değerdir.
Yapılmayacaklar…
Ayrılma vaktinizi Kore tarafına bildirmeyin. Koreliler kararı her zaman son ana kadar erteleyerek, sizi elleriniz bomboş eve gitmeyecek şekilde son dakika tavizleri vermeye zorlayabilir.
İlginizi Çekebilir:
- Old Money ve New Money Estetiği: Karşılaştırma
- The Bear – Sizi Ekran Başına Kitleyecek 7 Girişimcilik Dersi
Japonya’da, karaoke ile kaynaşın
Aldığınız kartvizitlere son derece saygılı davranın. Japonya, Çin ve Singapur’da, kartın arkasına telefon numaranızı yazmak bile büyük bir hakaret olarak algılanabilir.
Kartvizit, kişinin bir uzantısı olarak kabul edilir. Kesinlikle üzerine yazmayın. Katlamayın. Arka cebinize sokmayın. Kartın iki yüzünü de dikkatlice okuyun ve saygı göstergesi olarak iki elinizle kabul edin ve kartvizit kutunuza toplantı sonunda yerleştirin.
Ayrıca, kartınızı karşı tarafla değiş tokuş etmeniz beklenir; bu yüzden verirken özen gösterin ve gurur duyun. Her iki elinizi kullanın ve eğer onların ülkesinde ciddi iş yapmak istiyorsanız, kartlarınızın onların dilinde de basılmış olmasına dikkat edin.
Yapılacaklar…
Karaoke yapın. Bu, sosyal ve profesyonel olarak kaynaşmanın bir fırsatıdır. Ve bu misafirperverlik teklifine ‘hayır’ demek oldukça kaba sayılabilir.
Yapılmayacaklar…
İş arkadaşlarınıza ilk isimleriyle hitap etmeyin. Her zaman unvanlarıyla ya da soyadlarına ‘san’ eki eklenerek hitap edilmelidir.
Çin’de, vejetaryen gibi davranın
Size hediye sunulduğunda, kabul etmeden önce kesinlikle iki kez reddedin. Avrupa’da yaptığımız gibi ilk seferinde kabul etmek son derece kaba olarak değerlendirilecektir. Hediye verirken, dörtlü setler halinde vermek uğursuz sayılır. Çünkü ‘dört’ kelimesi çincede ‘ölüm’ kelimesine benzer.
Saatler, hasır sandaletler, leylek ya da turna, mendiller ve beyaz, mavi ya da siyah olan her şey için durum aynıdır. Çinlilerin batıl inançlara sahip olduklarını söylemiştik, değil mi?
Yemek yerken tabağınızda her zaman biraz artakalan bırakın. Yemeğinizi tamamen yerseniz, Çinliler yeterince yemek alamadığınızı ve hala aç olduğunuzu varsayarlar.
Yerel şüpheli lezzetin ikinci porsiyonunu yiyemiyor musunuz? Başlangıçtan itibaren vejetaryen olduğunuzu söyleyin. Baharatlı ördek kanı peyniri teklif edilebilir, hazırlıklı olun. Fakat ertesi sabah tam İngiliz kahvaltısında, sosisler ve diğer her şeyle dolu tabağınızı yerken yakalanmamaya dikkat edin.
Yapılacaklar…
Kültürel bir nezaket olarak size sunulan tüm yemekleri tatmayı ihmal etmeyin.
Yapılmayacaklar…
Hiçbir zaman chopstick’lerinizi doğrudan kaseye dik olarak yerleştirmeyin. Çünkü çubuklarınızı dik konumda bırakmak, ev sahibinize ölümle ilişkilendirilen tütsü çubuklarını hatırlatır.
İlginizi Çekebilir:
- Kelebek Etkisi – İş Dünyası ve Ekonomide Küçük Adımların Büyük Sonuçları
- İş Hayatında Zor Konuşmalar – Yönetim Becerileri
Uluslararası iş görgü kuralları –
Ortadoğu’da, doğru oturduğunuzdan emin olun
Ortadoğu’da, ayakkabı giyseniz bile ayak tabanlarınızı göstermek kaba sayılır. Dört şeklinde oturmak – yani bacaklarınızı çaprazlayıp bir bileğinizin diğer dizinize dayanması – kesinlikle yasaktır.
Suudi Arabistan’daki kültür, özellikle kadınlara yönelik tutumlar açısından, dışarıdakiler için anlaşılması güç olabilir. Ne giydiğiniz ve nasıl davrandığınız konusunda dikkatli olun, fakat çoğu Avrupalının son derece kaba bulacağı bazı yemek adabına da hazırlıklı olun.
Yapılacaklar…
Avrupalı tarzında oturun – dizlerinizin dizinizin üzerinde olacak şekilde; böylece ayakkabılarınızın tabanları yere bakar.
Yapılmayacaklar…
Eğer ev sahibiniz akşam yemeği sonrası geğirirse alınmayın. Bu, yemeğe duyulan minnettarlığın bir göstergesi olarak kabul edilir.
Avustralya’da, bir sonraki turu ödemeyi teklif edin
Avustralyalılar, eğer fikre katılmıyorlarsa ‘hayır’ demekte zorlanmazlar; bu yüzden sunumunuzda dolandırmayın, direkt konuya girin.
Selamlaşmalar genellikle samimi ve rahat bir ortamda gerçekleşir – bir tokalaşma ve gülümseme yeterlidir. Fakat aksan taklitlerinden kaçının. Basit bir ‘merhaba’ söylemek, abartılı ‘g’day’ demekten çok daha güvenlidir.
Yapılacaklar…
Avustralya içkilerini deneyin ve bir ‘schooner’ turu için ödemeyi teklif edin, eğer dışarı çıkmaya davet edilirseniz.
Yapılmayacaklar…
Yerli Avustralyalılara, “hala mızrak fırlatıyor musunuz” diye sormayın – 2002’de siyasi nezaketten uzak davranan Prens Philip’in yaptığı gibi.
