Whispering Angel şarap blogumuzda dünya çapında çok başarılı rosé şarap markasının Fransız Rivierası’ndan başlayan hikayesini paylaştık.
Whispering Angel Şarap, dünya çapında tanınan ve sevilen bir rosé şarap markasıdır. 2006 yılında Sacha Lichine tarafından piyasaya sürülen bu şarap, kısa sürede sofistike ve kaliteli bir rosé olarak ün kazandı. Provence, Fransa’daki Chateau d’Esclans‘da üretilen Whispering Angel, özellikle hafif ve ferahlatıcı tadıyla bilinir. Soluk pembe rengi, zarif şişe tasarımı ve hafif aromaları, onu hem gündelik tüketim için hem de özel etkinlikler için ideal bir seçenek haline getirmiştir.
Whispering Angel Şarap’ın başarısı, sadece Lichine’in vizyoner liderliği ve şarap yapımındaki ustalığı ile değil, aynı zamanda rosé şaraplarına olan talebin artmasıyla da desteklendi. Şarap menülerinde genellikle arka planda kalan rosé şaraplar, Whispering Angel’in piyasaya sürülmesiyle birlikte daha fazla ilgi görmeye başladı. Bugün, Whispering Angel, Miami’den Hong Kong’a kadar dünyanın dört bir yanındaki lüks restoranların ve şarap barlarının menülerinde yer alıyor.
İlginizi çekebilir:
Whispering Angel, rosé şaraplarının basit bir yaz içkisi olma algısını değiştirerek, bu kategoriye sofistike ve kaliteli bir seçenek kazandırdı.
Markanın başarısı, sadece bir şarap değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı sembolü olarak da görülmesini sağladı.
Hem şarap severler hem de şarap dünyasında önemli bir yere sahip olan Whispering Angel, modern rosé şarap kültürünün öncülerinden biri olarak kabul ediliyor.
Whispering Angel Şarap, sofistike bir rosé şarap olarak adını tüm dünyada duyurdu, ancak bu başarıya giden yol Sacha Lichine için hiç de kolay olmadı. 2006 yılında Whispering Angel’i piyasaya süren Lichine, rosé şaraplarının tarihte her zaman sofistike bir içecek olarak görülmemesi nedeniyle birçok zorlukla karşılaştı. Ancak Lichine, bu algıyı değiştirmenin mümkün olduğuna inanıyordu ve bu inanç, onu dünyanın en tanınmış rosé şarap markasını yaratmaya yönlendirdi.
İlk Adımlar: Şarapla İç İçe Bir Yaşam
Lichine’in şarapla olan bağı çocukluğuna dayanıyor. Bordeaux’da doğan ve New York’ta büyüyen Lichine, her yaz ailesinin Bordeaux’daki Chateau Prieuré Lichine adlı mülküne geri dönüyordu. Gençlik yıllarında şarap yapımcılarıyla vakit geçirir, üzüm bağlarında traktör sürerdi. Babası Alexis Lichine, şarap ticaretinde saygın bir isimdi ve Chateau Prieuré Lichine’de birçok kişiyi öğle ve akşam yemeklerinde ağırlar, şarap dünyasına dair bilgileri paylaşırdı.
1999 yılında Lichine, ailesinin Bordeaux’daki mülkünü satmaya karar verir ve Provence’ta büyük bir mülk arayışına girer. Bu arayış, onu 1994 yılında ilk kez gördüğü büyüleyici Chateau d’Esclans’a geri getirri. Yedi yıl süren mülk arayışının ardından, Lichine nihayet 2006 yılında Chateau d’Esclans’ı satın aldı ve bu mülk, Whispering Angel Şarap’ın evi oldu.
Whispering Angel Şarap Nasıl Doğdu?
Whispering Angel’in adı, Lichine’in Chateau d’Esclans’taki bir şapelde, sunak üzerinde birbirlerine fısıldayan melek figürlerine bakarken ortaya çıktı diyor Lichine. Bu görüntüden ilham alarak, dünyanın en iyi rosé şarabının bu isimle anılmasına karar verdi. Bu süreçte, ünlü şarap üreticisi Patrick Léon ile birlikte çalışarak, gerçek bir rosé şarabı üretmeye odaklandılar. Chateau d’Esclans’taki bağların yüzde 75’ini yeniden ekerek, toprak, üzüm ve kalite üzerinde titizlikle çalıştılar. Lichine ve Léon, içmekten keyif alacakları bir şarap üretmeyi amaçladılar ve bunun için üzüm, toprak ve kaliteyi doğru bir seviyeye getirmek için çok zaman harcadılar.
Ancak bu süreç kolay olmadı. Lichine, kendisini “akıntıya karşı yüzen bir somon” olarak tanımlıyor. Kimse bu girişime inanmıyordu. Bankalar kredi vermeyi reddediyor, ticaret dünyası ise rosé şaraplarının satmadığını söylüyordu. Bordeaux’daki aile mülkünü bir rosé şarap işine yatırım yapmak için takas ettiği için ona deli diyenler bile oldu. Lichine, sadece bir marka inşa etmekle kalmadı, aynı zamanda rosé şarap kategorisini de yeniden tanımlamak zorundaydı. Karşısında iki büyük zorluk vardı, ancak elinde o zamana kadar doğru şekilde yapılmamış kaliteli bir ürün vardı ve bu sayede başarıya ulaştı.
Whispering Angel Şarap – Yükselişi
Şarap üretimi Chateau d’Esclans’da tamamlandıktan ve şişe ile ambalaj tasarımı Londra’da yapıldıktan sonra, Lichine Whispering Angel’i dünyaya tanıtmak ve satmak için yola çıktı. O dönemde piyasa, daha yoğun ve net, ancak içimi kolay bir şey arıyordu. Bu nedenle, çok soluk bir rosé ürettiler ve bunu tanıtmaya başladılar. Yavaş ama emin adımlarla, Miami’den Hong Kong’a kadar tüm prestijli brasserielerin ve en gözde çatı katlarının şarap menülerinde Whispering Angel yer almaya başladı. Lichine, tüm kilit alanların pembe şarapla dolup taşmasını sağladı. Rosé şarap kategorisi de genişlemeye başladı ve bugün, La Petite Maison gibi restoranlar, şarap listelerinde tam bir sayfa rosé şaraba ayırıyor. “Sekiz yıl önce, rosé şaraplar listede belki 10. sayfadaydı ve bardakta sadece bir seçenek vardı,” diye gülerek hatırlıyor Lichine.
Sacha Lichine’in Azmi ve Başarı Sırrı
Lichine, dünya genelinde bir rosé rönesansını başlattı, ancak henüz başarılarının keyfini çıkaracak kadar durulmuş değil. Chateau d’Esclans’da şimdi yedi farklı rosé şarabı bulunan Lichine, daha fazla rosé şarabını zarif sofralara ve daha fazla polo maçına getirmeyi hedefliyor. “Başarıya bu kadar yakınken pes eden çok insan var. En zor şey devam etmek ve vazgeçmemek,” diyor Lichine.
Onun başarısının sırrı ise azim ve kararlılık.
Sacha Lichine’in hikayesi, cesaret, vizyon ve kararlılıkla birleşen bir tutkunun neleri başarabileceğini gösteren ilham verici bir örnek. Whispering Angel şarabı, sadece bir şarap markası değil, aynı zamanda azmin ve kalitenin sembolü olarak dünya çapında adını duyurdu. Lichine’in hikayesi, en büyük zorlukların bile doğru inanç ve kararlılıkla aşılabileceğini kanıtlıyor.
