Jason Statham Filmleri, aksiyon sinemasının vazgeçilmez yıldızının kariyerindeki en unutulmaz yapımları bir araya getiriyor. Hız, dövüş, adrenalin ve karizma dolu bu filmler, Statham’ın neden modern aksiyonun efsanelerinden biri sayıldığını bir kez daha kanıtlıyor.
Jason Statham her zaman bir aksiyon film efsanesi değildi. Kariyerine profesyonel bir dalgıç olarak başladı, hatta Tommy Hilfiger ve Levi’s için modellik bile yaptı. Ancak Guy Ritchie’nin “Lock, Stock and Two Smoking Barrels (Ateşten Kalbe Akıldan Dumana (1998)” filmiyle sinemaya adım attığında, her şey ortadaydı. Bir yıldız doğuyordu.
Statham’ın kısık sesi, dövüş sanatları yeteneği ve fit fiziği ona fazlasıyla hizmet etti. Kısa sürede 21. yüzyılın en tanınan aksiyon kahramanlarından biri haline geldi. Milyar dolarlık gişe filmlerinde, tuhaf suç gerilimlerinde ve bazen sert, bazen de garip türlerdeki filmlerde rol aldı.
Zaman zaman da sert kişiliğiyle dalga geçerek, bizim kadar eğlendiğini kanıtladı.

Jason Statham Filmleri: 11 Efsane Yapım
Her Jason Statham filmi mükemmel değil, ama çoğu hak ettiğinden daha iyi. Hatta en absürt olanlar bile %100 saf Statham enerjisi taşır. İşte bugüne kadar yaptığı en iyi ve en “Jason Statham’lık” filmler.

Koruyucu
11. Safe (2012) – Koruyucu
Jason Statham filmlerinde çok zorluk yaşadı ama “Safe” ona en ağır darbeyi indiriyor. Filmde, sabitlenmiş bir dövüşü yanlışlıkla mahveden bir kafes dövüşçüsünü canlandırıyor.
Bu olay, Rus mafyasının ailesini öldürmesine neden oluyor. Daha da kötüsü: Ona bir lanet geliyor; birkaç dakikadan fazla konuştuğu herkes öldürülüyor.
Tam her şeyin sonuna geldiğinde, kendisinden bile daha büyük belaya bulaşmış genç bir matematik dehasıyla karşılaşıyor.
Kız hem Çinli Triadlar hem Rus mafyası hem de NYPD tarafından aranıyor. Bu da kahramanımıza yeniden yaşama ve savaşma nedeni veriyor.
Konu klişe ve kültürel stereotiplerle dolu olsa da Boaz Yakin filmi inanılmaz bir gerilimle yönetiyor. “Safe” yoğun bir yapım ve gerçekten sürükleyici.

Jason Statham Filmleri
10. Snatch (2000) – Kapışma
Jason Statham, Guy Ritchie’nin patlayıcı çıkış filmi “Lock, Stock and Two Smoking Barrels”da oyunculuk çıkışını yaptı, ancak yönetmenin ikinci filmi “Snatch”te çok daha büyük bir rol üstlendi.
Aslında “Snatch” birçok yönden aynı formülü izliyor — büyük bir suç çetesi kadrosu, iç içe geçen hikâyeler, absürtlük ve şiddet. Ancak bu kez her şey daha keskin ve akılda kalıcı.
Özellikle Statham’ın hikâyesi öne çıkıyor: Bir boksörün menajerini oynuyor. Dövüşçüsü Brad Pitt tarafından nakavt edilince Pitt, ringe çıkmayı kabul ediyor. Ancak maçı satmayı reddedince olaylar felakete dönüşüyor.
Statham, Ritchie ile birçok kez birlikte çalıştı ama hâlâ “Snatch” seviyesini yakalayamadılar.
Buna da bakın:

Jason Statham Filmleri
9. The Fate of the Furious (2017) – Hızlı Ve Öfkeli 8
Statham, “Furious 7”de serinin en iyi kötü adamı olarak karşımıza çıktı. Paul Walker’ın trajik ölümüyle sekteye uğrayan bir filmdi bu.
Film tatmin ediciydi ama yapım sürecinin yaraları belli oluyordu. Bu yüzden Statham’ın “Fast & Furious” serisindeki en iyi performansı, onu Dwayne Johnson’la birleştiren devam filmi “The Fate of the Furious”ta.
Bu filmde Statham, uçakta bir bebek kurtardığı sahnede hem anti-villain hem de anti-kahraman olarak parlıyor. Zamanla yumuşayan karakteri, bu filmde tam bir denge yakalıyor. Hâlâ acımasız ama artık kahraman olmaya da bir adım yakın.

Sivilcephe
8. Homefront (2013) – Sivil Cephe
Pek çok Statham filmi mantıksız senaryolara sahip — ki bu bizi rahatsız etmiyor — ama “Homefront” bunun güzel bir istisnası.
Chuck Logan’ın romanından uyarlanan ve Sylvester Stallone tarafından senaryoya dönüştürülen filmde, Statham bir DEA ajanını canlandırıyor. Görevden ayrılıp küçük bir kasabaya taşınıyor, ancak kızının okulda yaşadığı bir sorun sonrası olaylar zinciri başlıyor.
Kahramanımız, beklenmedik şekilde karmaşık bir karakter olan uyuşturucu satıcısı Gator (James Franco) ve acımasız bir motor çetesiyle karşı karşıya kalıyor. Olaylar bu kez daha ayakları yere basan bir düzeyde ilerliyor. Bu da “Homefront”a Statham filmografisinde alışılmadık bir duygusal derinlik kazandırıyor.
Bunun büyük kısmı da “Kiss the Girls” ve “Don’t Say a Word” filmleriyle tanınan, yeterince takdir görmemiş gerilim ustası Gary Fleder’ın güçlü yönetiminden kaynaklanıyor.
7. The Meg / The Meg 2: The Trench (2018–2023) – Çukur
Jason Statham genellikle ciddi, duygusuz bir karakteri, absürtlüklerle dolu durumlarda savaşan bir adamı canlandırır. Bu yüzden, taş suratlı kahramanını devasa tarih öncesi bir köpekbalığıyla karşı karşıya getirmek tamamen mantıklıdır.
Evet, tam anlamıyla mantıklı. Seyirciler de bu fikre tamamen katıldı. Çünkü 2018 yapımı absürt canavar filmi “The Meg”, daha da saçma bir devam filmine yol açtı: “The Meg 2: The Trench.” Bu kez işin içine dinozorlar ve dev bir ahtapot bile girdi.
Hollywood, bu “Meg” filmlerini hayata geçirmek için harcadığı paranın yarısını bile harcamasaydı belki sonuç aynı olurdu. Ama o pahalı prodüksiyon parıltısı ile tam bir saçmalık arasındaki tezat, ortaya inanılmaz bir gösteri çıkarıyor.

Jason Statham Filmleri
6. Wild Card (2015) – Son Oyun
Jason Statham’ın kariyerinde çalıştığı en iyi senaryo, “The Princess Bride,” “Marathon Man” ve “Misery” gibi klasiklerin yazarı William Goldman’dan geliyor. Statham, Las Vegas’ta yaşayan, kumar bağımlısı bir koruma olan Nick Wild’ı canlandırıyor.
Tek amacı, yeterince para kazanıp şehirden kaçmak. Ancak tuhaf olaylarla dolu bir gecede, şiddet görmüş bir seks işçisinin intikamını alıyor. Bu da mafyanın hedefi olmasına neden oluyor. Bundan sonrası giderek daha da sertleşiyor.
Akıllıca yazılmış karakterlerle dolu bu az bilinen hazine, aslında 1986 tarihli Burt Reynolds filmi “Heat”in bir yeniden çevrimi ve Goldman’ın kendi romanından uyarlanmış.
Buna da bakın:

Arıcı: Ölüm kovanı
5. The Beekeeper (2024) – Arıcı: Ölüm Kovanı
Jason Statham filmlerinde sayısız kötü adam öldürdü, ama David Ayer imzalı “The Beekeeper”da bu kez herkesin eşit derecede nefret ettiği bir düşman grubunu hedef alıyor. Telefon dolandırıcılarını.
Kahramanımız, sakin bir emeklilik hayatı süren eski bir suikastçıdır. Ta ki yaşlı ev sahibesi, açgözlü teknoloji dolandırıcıları tarafından tüm birikimini kaybedene kadar.
Statham bundan sonra tam anlamıyla bir intikam fırtınası estiriyor. Sadece o kadının değil, bu dolandırıcılardan zarar görmüş veya telefonlarından bıkmış herkesin intikamını alıyor.
Hikâye kısa sürede saçma bir hal alsa da, tam da bu yüzden eğlenceli. Aksiyon sahneleri harika, öfkenin hedefi ise hep yerinde.
Buna da bakın:
4. The Bank Job (2008) – Banka İşi
Roger Donaldson’ın hızlı tempolu, zeki ve şeytani derecede eğlenceli soygun filmi, gerçek bir olaya dayanıyor.
Statham’ın liderliğindeki bir grup suçlu, banka kasalarına tünel açarak içeri giriyor. Kasalarda nakit para, mücevherler buluyorlar. Ama aynı zamanda İngiltere’nin en güçlü insanlarını rezil edebilecek şantaj fotoğrafları da buluyorlar.
“The Bank Job,” Statham’ın Guy Ritchie ile yaptığı eğlenceli suç filmleriyle benzer bir enerji taşıyor. Karmaşık, dolambaçlı ve renkli karakterlerle dolu. Ancak bu kez mizah biraz geri planda, tansiyon daha yüksek.
Statham’ın en ciddi ve en başarılı filmlerinden biri.
Buna da bakın:

Jason Statham Filmleri – Ajan
3. Spy (2015) – Ajan
Sert mizacını tiye alma zamanı geldiğinde, Jason Statham bunu sonuna kadar yaptı. Paul Feig’in komedi hiti “Spy”da, Melissa McCarthy, masa başında çalışan bir ajanı canlandırıyor; bir dizi saçma hatayla sahaya çekiliyor ve sonunda gerçek bir kahraman olduğunu kanıtlıyor.
Onu uzaktan izleyen Statham ise, her zamanki “sert adam” imajının komik bir karikatürünü oynuyor. Kendini zeki zanneden ama aslında pek de öyle olmayan bir ajan olarak, sanki “Face/Off” filminin bir belgesel olduğuna inanıyor.
“Spy”da ikinci planda olsa da, bu rol Statham’ın en eğlenceli ve en komik performanslarından biri.

The Transporter / Transporter 2 (2002–2005) – Taşıyıcı
2. The Transporter / Transporter 2 (2002–2005) – Taşıyıcı
Statham, Frank Martin rolüyle kendi aksiyon film serisine kavuştu. İllegal malların taşımacılığını yapan ama kendi ilkelerine sıkı sıkıya bağlı bir sürücü. Kamyonunda bir kaçırılan kurban bulunduğunu fark ettiğinde, yanlışlıkla bir iyilik yapıyor. Ve kendisini insan kaçakçılarının hedefinde buluyor.
İlk iki “Transporter” filmi boyunca aksiyon hiç durmuyor. Özellikle ikinci film, ilki kadar değil daha büyük, daha heyecan verici ve Statham’ın karakterine ince bir alt metin katıyor. Bu da filmlere beklenmedik bir derinlik kazandırıyor.
Frank Martin bunu açıkça söylemese de, o bir eşcinsel aksiyon ikonu.
Transporter IMDb Puanı: 6.8/10
Transporter 2 IMDb Puanı : 6.3/10

Tetikçi
1. Crank (2006) – Tetikçi
Jason Statham’ın güçlü yönlerini “Crank” kadar iyi kullanan başka bir film yok. Mark Neveldine ve Brian Taylor imzalı filmde Statham, Chev Chelios adlı bir kiralık katili canlandırıyor.
Zehirlenmiş ve hayatta kalabilmesi için sürekli adrenalin pompalaması gerekiyor. Antidotu bulmak için şehirde çılgınca koştururken, kalbini durdurmamak adına her birkaç dakikada bir tamamen akıl almaz şeyler yapıyor. Örneğin Los Angeles sokaklarında çıplak motor sürmek veya kız arkadaşıyla kalabalık içinde sevişmek gibi.
Statham’ın taş suratlı ciddiyeti ile filmin deliliği kusursuz bir denge yakalıyor. Aksiyon tavan yapıyor.
Bazıları “Crank 2: High Voltage”u daha da çılgın bulsa da, orijinal film tempoyu gerektiğinde yavaşlatmayı bildiği için seyircisini asla uyuşturmuyor.
Jason Statham Filmleri Son Söz
Özetle, Jason Statham Filmleri, 11 Efsane Yapım, yalnızca aksiyon tutkunları için değil, sinema tarihinde adrenalin dolu sahneleriyle iz bırakan yapımları keşfetmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Hız, güç ve karizmanın birleştiği bu filmler, Statham’ın benzersiz tarzını ve sinemadaki kalıcı etkisini bir kez daha hatırlatıyor.



