Sonbaharda izlenecek sıcak filmler makalemizde serin günlerde içinizi ısıtacak ve mevsimin atmosferine uygun 21 filmi paylaştık.
Sonbahar neredeyse geldi ve bazıları sıcak elma şarabı içme hayali ve diğer birçok sonbahar alametifarikası ile bu mevsimi karşılarken, diğerleri yazı nasıl geçirdiyse aynı şekilde geçirmeyi tercih ediyor: kanepeye yayılmış halde, en sevdikleri sıcak filmleri tekrar tekrar izleyerek. İster Harrison Ford ile aşkınıza olan inancınızı tazelemek isteyin, ister Robin Williams’ın sizi gözyaşlarına boğacak zekice laflarına ihtiyaç duyun, listemiz sonbaharın mutlaka görülmesi gereken filmlerini kapsıyor.
Camlarınızı açıp o serin, taze havayı içeri alın ve çaydanlığı hazır edin, çünkü aşağıda hem gerçekten sonbaharda geçen hikayelerden, hem de bir şekilde sonbaharı temsil eden ya da kapsayan filmlerden oluşan, aralık ayına kadar size eşlik edecek harika sonbahar filmleri yer alıyor.
İlginizi Çekebilir:
Sonbaharda İzlenecek Sıcak Filmler
Autumn in New York (2000) – NewYork’da Sonbahar
Yani… İsmini bir kenara bırakırsak, bu Winona Ryder göz yaşı bombası, Central Park, küçük müzeler ve Emily Dickinson gibi giyinmiş bir kadın sonbaharla en çok ilişkilendirdiğimiz birçok öğeyi içeriyor. Görmeyi ve ağlamayı seviyoruz!
Coco (2017)
Sonbaharda izlenecek sıcak filmler listemizdeki bu aile odaklı filmin saf zevklerinden kendinizi mahrum bırakmayın. Coco, çarpıcı ve renkli animasyonunun yanı sıra, kuşaklar arası zorluklarla karşı karşıya kaldığınızda hem ailenizi hem de kendinizi nasıl onurlandıracağınızı anlatan etkileyici bir hikaye sunuyor .
Dead Poets Society (1989)
Herhangi bir film erkek çocukların yatılı okulunda geçiyorsa ve filmde Robin Williams oynuyorsa, maksimum sıcaklık, nostalji ve ayılma potansiyeline sahiptir. Williams’ın vefatından sonra bu filmi yeniden izlemek biraz zor, ama gerçekten değer. Sonbaharı muhteşem bir şekilde tasvir ederken aynı zamanda çocukluğu da doğru bir şekilde yansıtır.. “Dead Poets Society”, 30 yıldan fazla bir süredir ayakta duran bir başyapıt – gerçekten hak ettiği başarıya ulaşan bir film. Sonbaharda izlenecek sıcak filmler listemizin baştacı.
Hikaye büyüleyici, karakterler sevimli, kavramlar derin ve sinematografi keyif verici. Sonunda bu film sizi paramparça ediyor, ancak hissettirdikleri için minnettar kalacaksınız.
Fantastic Mr. Fox (2009)
Roald Dahl’ın 1970 tarihli çocuk kitabı, baştan aşağıya kadar sonbaharın kırmızılar, altınlar ve yanık turuncularına batırılmış, son derece büyüleyici ve inanılmaz yıldız kadrosuna sahip bir stop-motion macerasına dönüşüyor. Bazıları Anderson’ın bu animasyon macerasını yalnızca bir çocuk hikayesi olarak görse de, aslında Fantastic Mr. Fox her yaş için evrensel temalar barındırıyor. Zamanlar, iyi ya da kötü, değişiyor. Kişi kendine ne kadar erken güven duyarsa, sürekli değişen dünyanın zorluklarıyla o kadar erken yüzleşebilir. Hepimiz farklıyız ve bu farklılıkta gerçekten ÇOK fantastik bir şey var.
Wes Anderson’ın harika filmi Fantastic Mr. Fox, bireyin kendi özgünlüğüne güven duyması gerektiği çağrısını yaparken, aynı zamanda zamanla birlikte büyüyüp değişmenin önemini de incelikle vurguluyor.
Far from Heaven (2002)
Douglas Sirk’in filmlerinden hem konusu hem de renk paleti bakımından güçlü bir şekilde ilham alan Todd Haynes’in “Far from Heaven” filmi, bir dolu melodramın yanında Connecticut sonbaharını sunuyor. Yalnız bir ev kadını (Julianne Moore), ölen bahçıvanının oğlu (Dennis Haysbert) ile arkadaşlık kurar — komşularının dehşetine rağmen — ve onların sıcak banliyölerindeki yapraklar tamamen yanıyor, bu da oldukça hüzünlü bir hikaye için parlak bir arka plan oluşturuyor.
Goodfellas (1990)
Bu klasik mafya filminin neden bu kadar sonbahar havası verdiğini çok düşündük ve sonuç olarak … hapishanede güzel bir İtalyan yemeği yaparken, domates sosu ve jiletle kesilmiş çok ince sarımsak sahnesinde bulduk. Şaka bir tarafa beğeni toplayan 1990 yapımı bu gangster draması bazıları tarafından bir erkek fantezisi olarak görülse de, daha yakından bakıldığında erkek egosunun zarif ve acımasız bir şekilde incelendiği ortaya çıkıyor. Keyifli, sıcak, sürükleyici ve düşündürücü..
The Half of It (2020)
Sevimli, hafif hüzünlü LGBTQ+ filmleri sizin tarzınızsa, size harika bir haberimiz var: Bu, türün ideal örneği ve küçük bir kurgusal kasaba olan Pasifik Kuzeybatısı’nda geçiyor, sonbaharın ekstra soğuk ve ekstra sıcak olduğu yerde. En iyi Lex’e göz atarken izlenir!
Homeward Bound (1993)
90’lar klasiği, Sally Field ve Michael J. Fox’un oynadığı bu film, her zaman sizi Eylül ayında ve sonrasında büyüleyecek — özellikle de bir battaniyenin altına uzanmışken izliyorsanız.
A Knight’s Tale (2001)
Heath Ledger’ın büyüleyici gülümsemesi her zaman hayran bırakıcı. Bu film onunla dolu. Ledger’ı tam şövalye kıyafetleri içinde hayal edin, üstüne çok destekleyici bir arkadaş grubu ve bir parça yasak aşk ekleyin. “A Knight’s Tale”, sizi en yakın Ortaçağ fuarını aramaya ve turnuva maçları sırasında Dünya Serisi’ndeymiş gibi tezahürat yapmaya itecek.
Knives Out (2019)
Rian Johnson’ın ‘Knives Out’ filmi, son yılların en saf eğlence sunan yapımlarından biri. Adeta bir sinema sihirbazının eseri olan film, sizi sol eliyle yaptığı numaralara öyle odaklıyor ki, sağ eldekileri kaçırıyorsunuz. Bu durumda ise sadece çözmesi son derece keyifli bir gizem değil, aynı zamanda 2019 Amerika’sına yönelik sert bir toplumsal eleştiri sunuyor. Ve Chris Evans’ı kalın örgü bir kazak içinde görmek bile siizi bir kamp ateşi yakmaya ya da serin bir öğleden sonra dokunmatik futbol oynamaya heveslendiriyor.
Legally Blonde (2001)
Evet, evet, film Güney Kaliforniya’nın mevsimsel olarak ayırt edilemeyen manzarasında başlıyor, ancak baş karakter Elle Woods, Harvard Hukuk Fakültesine gitme hedefi doğrultusunda ilerledikçe, Legally Blonde’un manzarası kırık yapraklar, yünlü ceketler ve Gotik tuğla binalara dönüşüyor, bunların hepsi Doğu Sahili sonbaharını simgeliyor. Elle ilk başta Massachusetts iklimine uyum sağlamakta zorlanabilir, ama sonunda işin sırrını çözüyor.
Little Women (1994)
Greta Gerwig’in Little Women’ından, Winona Ryder, Christian Bale ve Kirsten Dunst’ın oynadığı 1994 versiyonuna dikkat çekmek isteriz. Louisa May Alcott’un romanının her iki uyarlaması da kehribar tonları ve gözyaşlarına boğulmuş yakışıklı gençleriyle olağanüstü sıcak bir atmosfer sunuyor, ancak bu 90’lar klasiğinin yumuşak dokunuşları, bir ağırlıklı battaniye ve sisli sonbahar havası ile mükemmel bir şekilde eşleşiyor.
Mona Lisa Smile (2003)
Aslında bu Julia Roberts/Julia Stiles/Kirsten Dunst üçlüsünü her mevsimde izlemekten yanayız, ama sonbaharda izlemek size iyi örülmüş bir kazak ve Harvard-Yale maçında tezahürat yaparken yanınıza alabileceğiniz bir termos çay isteği uyandıracak.
Petite Maman (2021)
Céline Sciamma’nın büyüleyici filmi Petite Maman, büyükannesini kaybettikten kısa bir süre sonra ormanda kendi yaşında bir kızla (ikiz kız kardeşi Gabrielle ile) tanışan, zeki 8 yaşındaki Joséphine Sanz’ın hikayesini anlatıyor. Tatlı hikayelerinin büyüleyici twistini bozmayalım, ancak bu, Fransız kırsalında sonbaharı iki kat daha büyülü hale getiriyor.
Practical Magic (1998)
Gerçek anlamda sonbahar, devasa bir Texas usulü biber tenceresi pişirip, dairenizde bir sürü mum ve tütsü yakıp, Sandra Bullock ve Nicole Kidman’ın cadı kız kardeşler olarak başrolde olduğu Practical Magic filmini izleyene kadar başlamamış demektir. Belki bu filmin Cadılar Bayramı enerjisi yüzünden, ama her sonbahar izlemekten büyük keyif alacağınız bir film.
Ordinary People (1980)
Şiirsel açılış sahnesi bu şekilde ilan etmemişse bile (bkz: sonbaharın altın ışıltısına bürünmüş Wake Forest, Illinois’in sahil şeridi, çimenlikler ve köprüler), Ordinary People’ın rahat örgüleri, koyun postu ceketleri ve melankolik aile dramı kesinlikle onu en büyük son bahar filmlerinden biri yapıyor. Robert Redford sonsuza kadar!
The Royal Tenenbaums (2001)
Evet, listemizde başka bir Wes Anderson filmi var, ama bu konuda iyi! Gerçekten de hiçbir film karakteri, sonbahar kavramını Margot Tenenbaum kadar iyi temsil edemez. Onun mevsimsel olarak uygun kesilmiş bob saç modeli, kömür rengi gözleri ve kahverengi ağırlıklı gardırobu, mevsimin sebebini neredeyse haykırıyor. İmza niteliğindeki kürk paltosu daha çok kışa yakın gibi görünse de, onu Lacoste polo elbiseleriyle kombinleme eğilimi tamamen sonbahar. Hangi diğer mevsimde paltoyu elbise ile giyebilirsiniz ki?
Sabrina (1995)
Yaprak eksik olabilir, ancak Sabrina, huysuz Linus (Harrison Ford) ve çekici Sabrina (Julia Ormond) arasındaki Long Island’da geçen nazik bir aşk hikayesi sunuyor. Başlangıçta bir iş anlaşmasını tamamlamak için başlatılan oyun, kısa sürede beklenmedik çift arasında biraz fazla gerçek bir şeye dönüşüyor.
School of Rock (2003)
School of Rock’un tam 20 yıl önce çıktığına inanmak zor! Jack Black’in sertifikalı bir öğretmenmiş gibi davranması ve biraz eğlenceye muhtaç bir sınıf dolusu ortaokul öğrencisiyle geçirdiği vahşi, iyi hissettiren havasıyla film saf bir kaos. Parlak kurşun kalem tutucular ve Foohy silgiler alırken yaşadığınız heyecanı düşünün; bu film o heyecanı on katına çıkarıyor. Sonbaharda izlenecek sıcak filmler listemizde olmayı hakediyor.
The Squid and the Whale (2005)
New Yorklu çocukların Brooklyn manzarasında metrodan eve yürümeleri bu erken dönem Noah Baumbach filmine okul dönüşü havası veriyor olabilir. Ama dürüst olmak gerekirse, o kadar zekice, dokunaklı ve kahkahalarla güldüren bir film ki neredeyse yılın her zamanı izleyebilirsiniz.
When Harry Met Sally… (1989)
Sonbaharda izlenecek sıcak filmleri düşündüğümüzde, otomatik olarak Meg Ryan ve Billy Crystal’ı yapraklarla dolu bir Central Park’ta yürürken ve Sally’nin en büyük cinsel fantezisi hakkında konuşurken hayal ediyoruz. Film çeşitli mevsimlerde geçiyor. Ancak en parlak ve canlı hissettiren mevsim sonbahar. Bu da bu filmi kasvetli bir Kasım öğleden sonrasında izlemek için mükemmel bir film yapıyor.
