Kişisel Algılamayı Bırakmanın 7 Kesin Adımı, ilişkilerinizi iyileştirmenin ve duygusal olarak daha güçlü olmanın anahtarıdır. Bu yazıda, alınganlığı yenmenin ve daha özgüvenli bir benliğe ulaşmanın yollarını keşfedin.
Bir arkadaşınızın mesajınızı okundu olarak bırakıp yine de bir selfie paylaşmaya vakit bulması ya da birisinin şakanıza gülmemesi, tüm kişiliğinizi sorgulamanıza neden oldu mu? Evet, hepimiz bu durumu yaşadık. İçten içe dünyanın etrafımızda dönmediğini bilsek de maalesef her şeyi kişisel almak inanılmaz derecede kolaydır. Birinin sözleri ya da davranışları sizi incittiğinde ya da kafanızı karıştırdığında, her şeyi kişisel almaktan vazgeçmek tırmanması güç bir tepe gibi görünebilir. Fakat şunu unutmayın: Çoğu zaman, insanların davranışlarının sizinle hiçbir ilgisi yoktur. Arkadaşınız belki sadece bunalmıştır, o okunmamış mesaj size yönelik bir saldırı değildir ve belki de şakanız o kadar da kötü değildi. Bu düşüncelerden vazgeçmeyi öğrenmek sadece ruh haliniz için iyi olmakla kalmaz; özgüveninizi, zamanınızı ve ilişkilerinizi de korur.
Eğer küçük detaylar üzerinde fazla düşünmekten bıktıysanız, gelin her şeyi kişisel almamayı nasıl başarabileceğimize bakalım.
Kişisel Algılamayı Bırakmanın 7 Kesin Adımı

1. Birinin davranışlarının size yönelik olduğunu varsaymadan önce durup kendi düşüncelerinizi gözden geçirin.
Tepkinizi gerçeklere mi yoksa kişisel korkularınıza mı dayandırıyorsunuz? Bazen geçmiş deneyimler ve güvensizlikler, olayları yorumlama biçiminizi etkileyebilir. Her şeyi kişisel almamayı öğrenmek için zihninizin yarattığı olumsuz hikayeleri sorgulamaya başlayın. Unutmayın, her şey sizin yansımanız değildir; çoğu zaman bakış açınızın sizi yanıltmasına izin vermiş olursunuz.
2. Varsayım Yapmak Yerine Durumu Açıklığa Kavuşturun
Birinin davranışı sizi şaşırtıp üzdüğünde, tahmin yürütmek yerine direkt sorun. Neden bir arkadaşınız mesaj atmadı ya da bir iş arkadaşınız neden mesafeli göründü gibi sorularınızı netleştirmek için “Her şey yolunda mı?” diye sorun.
Açık iletişim kurmak, gereksiz acı çekmenizi engeller; çoğu zaman alacağınız cevap, sizinle ilgili olmayan basit bir durum olacaktır.

3. Gerçekten Önemli Şeylere Odaklanın
Başkalarının söylediklerine veya yaptıklarına ne kadar çok odaklanırsanız, duygularınızı onların kontrol etmesine izin verirsiniz. Eğer her şeyi kişisel almaktan kurtulmak istiyorsanız, sizi mutlu eden ve tatmin eden aktivitelere yönelin.
İster bir hobi, ister hedefleriniz ya da sevdiklerinizle geçirdiğiniz zaman olsun, anlamlı bir şeye odaklanmak küçük endişeleri geride bırakmayı kolaylaştırır. Hayatınız dolu dolu olduğunda, başkalarının davranışları o kadar da sizi etkilemez.
Buna da bakın:
4. İnsanların Kendi Mücadeleleri Olduğunu Unutmayın
Çoğu zaman insanlar, kendi yaşamlarında neler olduğunu temel alarak hareket ederler; halbuki bu sizinle ilgili değildir. Belki mesajı yanıtlamayan arkadaşınız stres altındadır, belki patronunuz o kısa e-postayı gönderirken acele içindedir.
Her şeyi kişisel almamayı öğrenmek, başkalarının davranışlarının çoğunlukla kendi koşullarının bir yansıması olduğunu anlamaktır. Bu, sizin değerinizi belirlemez.

5. Kendinize Başkalarının Yerinde Olduğunuz Zamanları Hatırlatın
Bir mesaja cevap vermeyecek kadar yorgun olduğunuz ya da plan yapacak kadar meşgul kaldığınız zamanları düşünün. Bu, o kişiden nefret ettiğiniz anlamına gelir mi? Muhtemelen hayır.
Başkalarının da zaman zaman sizi yanlış anlayabilecek şekilde davrandığınızı hatırlamak, her şeyi kişisel almamanıza yardımcı olur. İnsanlar mükemmel değildir; bazen davranışları, hayatın getirdiği durumların basit bir sonucudur; sizi önemsiz kıldığının bir işareti değil.
6. Enerjinizi Pozitif Şeylere Yönlendirin
Kendinizi sürekli başkalarının olumsuz yorumlarına ya da davranışlarına odaklarsanız, bu durum duygusal enerjinizi tüketir. Bunun yerine, sizi neşelendiren, motive eden ve hayatınıza anlam katan şeylere yönelin.
İster bir hobi, ister sevdiklerinizle geçirilen zaman ya da kişisel hedefleriniz olsun, bu tür aktiviteler zihninizi meşgul eder ve küçük endişeleri geride bırakmanızı sağlar.
Buna da bakın:

7. Açık İletişim Kurmayı Sürdürün
Duygularınızı, düşüncelerinizi ve beklentilerinizi açıkça ifade etmek, yanlış anlaşılmaları önler. İnsanlarla aranızdaki iletişimi kuvvetlendirmek, ne zaman aynı fikirde olmadığınızı ya da bir şeylerin sizi rahatsız ettiğini anlamanızı sağlar. Böylece, karşınızdaki kişiyle empati kurabilir ve birbirinizin durumunu daha iyi anlayabilirsiniz.

8. Geri Bildirimi Saldırı Olarak Değil, Bir Araç Olarak Görün
Eleştiri kişisel gelebilir, ancak öyle olmak zorunda değildir. “Yeterince iyi değilim” demek yerine, zihniyetinizi “Bu konuda kendimi geliştirebilirim” şeklinde değiştirmeyi deneyin. Birisi yapıcı geri bildirim sunduğunda, işe yarayan kısımları alın ve geri kalanını aklınızdan çıkarın. Her şeyi kişisel almamayı öğrenmek, öz değerinizi hatalarınız veya eleştirilerinizden ayırmak demektir. Geri bildirimi kişisel bir saldırı olarak görmek yerine, gelişmek için bir araç olarak değerlendirdiğinizde büyüme başlar.
Buna da bakın:
9. Başkalarının Sarsamayacağı Şekilde Özgüveninizi Güçlendirin
Her şeyi kişisel alma sürecinin temelinde genellikle öz şüphe yatar. Kendinize tam olarak inanmıyorsanız, başkalarının da size inanmadığını varsaymanız kolaylaşır. Her şeyi kişisel almamayı bırakmanın en iyi yolu, güçlü bir öz-değer duygusu inşa etmektir. Kendinizi iyi hissettiren şeylere odaklanın, güçlü yanlarınızı kutlayın ve kendinizi destekleyen insanlarla çevreleyin. İçten güven duyduğunuzda, dışarıdan gelen görüşler sizi o kadar da etkilemez ve olayları bırakmak daha kolay hale gelir.
Buna da Bakın:
- İletişimde Zirveye Ulaşmak İçin 20 Altın Kural – Psikolojik İpuçları
- Uluslararası İş Görgü Kuralları – Küresel İş İletişiminde Başarı Yolları

Kişisel Algılamayı Bırakmanın 7 Kesin Adımı – Son Düşünceler
Her şeyi kişisel almamayı öğrenmek, duygularınızı görmezden gelmek anlamına gelmez; bu, her şeyin sizinle ilgili olmadığını anlamak demektir. İnsanların kendi mücadeleleri, alışkanlıkları ve ruh halleri vardır; bunlar davranışlarını etkiler. Negatif düşünceleri sorguladıkça, açık iletişim kurdukça ve öz-değerinize odaklandıkça, her şeyi kişisel almaktan vazgeçmek daha kolay hale gelir. Zaman ve pratik gerektirir, ancak gereksiz endişelerden kurtuldukça, kendinizi öz şüphe ve duygusal tükenmişlikten özgürleştirirsiniz. Huzurunuzu koruyun, kendinize güvenin ve unutmayın—değeriniz, başkalarının davranışlarıyla tanımlanmaz.
Unutmayın, her şeyi kişisel almamayı öğrenmek zaman alır ve sabır gerektirir. Kendinize karşı nazik olun ve bu stratejileri yavaş yavaş hayatınıza dahil edin. Zihinsel huzurunuz size teşekkür edecek!
Buna da bakın:
Sıkça Sorulan Sorular
Özsaygımı nasıl geliştiririm ki her şeyi kişisel almayayım?
Özsaygı inşa etmek, başkalarının ne düşündüğünden bağımsız olarak, kendi güçlü yanlarınızı ve başarılarınızı fark etmek ve onlara değer vermekle başlar. Kendinizi destekleyen insanlarla çevreleyin, olumsuz düşünceleri sorgulayın ve kendinize özen gösterin. İçsel olarak ne kadar güvende hissederseniz, başkalarının davranışlarını kalbinize almanız o kadar kolaylaşır.
Çok duyarlı olup olmadığımı nasıl anlarım?
Duyarlılık temelde kötü bir şey değildir; ancak eğer sürekli her şeyi kişisel alıyorsanız, tepkilerinizi gözden geçirmeniz faydalı olabilir. Durumun tamamını bilmeden sonuçlara mı varıyorsunuz? Geri bildirimi kişisel bir saldırı olarak mı içselleştiriyorsunuz? Kısa bir duraklama yapıp hislerinizi sorgulamanız ve durumun gerçekten sizinle mi ilgili olduğunu—ya da daha çok karşınızdaki kişinin koşullarıyla mı alakalı olduğunu—sormanız yararlı olacaktır.
Birinin davranışları gerçekten beni incitirse ne yapmalıyım?
Başkalarının davranışlarıyla incinmek normaldir. Önemli olan, o eylemi kendi öz-değerinizden ayırabilmektir. Birinin davranışları sizi rahatsız ediyorsa, doğrudan ve sakin bir şekilde bu konuyu konuşun. Niyetlerini varsaymadan, nasıl hissettiğinizi ifade edin. Böylece, durumu kendinizle ilgili bir eksiklik olarak içselleştirmeden çözebilirsiniz.