En pahalı Pablo Picasso Eserleri blogumuzda sanat tarihine damga vuran en pahalı başyapıtları ve bu eserlerin ardındaki hikayeleri keşfedin.
Kübizm sanat akımının öncülerinden Pablo Picasso, 20. yüzyıl sanatının en büyük isimlerinden biri olarak kabul edilir. Onun sanatı, yalnızca yaratıcılığıyla değil, aynı zamanda zamanının sınırlarını zorlayan cesur ifade biçimleriyle de bilinir.
En Pahalı Pablo Picasso Eserleri
Picasso’nun eserleri, açık artırmalarda milyonlarca dolara alıcı bulmuş ve dünya çapında sanatseverler tarafından büyük ilgi görmüştür. İşte Picasso’nun en pahalı iki eseri ve bu eserlerin arkasındaki büyüleyici hikayeler:
1. Dora Maar au Chat, 1941
Satış Fiyatı: 95,2 milyon dolar
Neredeyse 40 yıl boyunca halktan gizli kalan Dora Maar au Chat (1941), Picasso’nun ilham perisi olan sürrealist fotoğrafçı Dora Maar’ı bir sandalyede otururken, omzunda bir kara kedi ile tasvir eder. Dora Maar au Chat, Picasso’nun sevgilisi ve sanatsal yoldaşı olan Dora Maar’ın en değerli tasvirlerinden biridir. Aralarındaki ilişki entelektüel bir alışveriş ve yoğun bir tutkuya dayanıyordu. Dora, bir sanatçıydı, Picasso’nun anadili olan İspanyolcayı konuşuyordu ve onun politik kaygılarını paylaşıyordu. Maar, ilişkileri boyunca Picasso’nun hayatındaki en etkili figürlerden biriydi ve aynı zamanda onun başlıca modeli oldu. Bu tabloyu yaptığı dönemde Picasso, Dora Maar’ın imajını bu motifin sayısız versiyonuna dahil etmişti.
İlk olarak 1946 yılında Parisli sanat tüccarı Pierre Colle tarafından satın alınan tablo, daha sonra Chicago’lu koleksiyoncular Leigh ve Mary Block’un sahipliğine geçti.
2006 yılında Chicago’daki Gidwitz ailesi tabloyu Sotheby’s New York’ta açık artırmaya çıkardı ve eser, başlangıçtaki 50 milyon dolarlık tahminin neredeyse iki katı bir fiyatla, 95,2 milyon dolara satıldı. Sotheby’s, eseri güvence altına almak için aileye o dönem nadir olan 53 milyon dolarlık bir garanti verdi.
Akşam müzayedesinde, eseri almak için beş teklifçi yarıştı.
Casino Magnati, Steve Wynn, Ohio perakendecisi Leslie Wexner ve Microsoft’un kurucu ortağı Paul Allen gibi isimlerin de teklif verdiği biliniyordu. Ancak eseri, alışılmadık bir şekilde müzayede salonunda açıkça teklif veren bir 1340 numaralı katılımcı aldı.
Bu satışın ardından kazanan teklif sahibinin kimliği üzerine spekülasyonlar başladı ve bir Rus koleksiyoner olduğu düşünülse de, sonunda eserin Gürcü madencilik devi Bidzina Ivanishvili adına alındığı ortaya çıktı. Ivanishvili, o dönem sanat dünyasında yeni bir isimdi, ancak ilerleyen yıllarda 1 milyar dolar değerinde bir modern ve çağdaş sanat koleksiyonu oluşturdu. Çoğu Londra’da depolanan bu eserlerin replikalarını Tiflis’teki konutunda sergiliyor.
2. Fillette à la Corbeille Fleurie, 1905
Satış Fiyatı: 115 milyon dolar
2018 yılında Peggy ve David Rockefeller’ın sanat koleksiyonunun Christie’s New York’ta satışı, Paul Gauguin, Edouard Manet, Henri Matisse ve Claude Monet gibi sanatçıların başyapıtlarını içeriyordu. Ve tek bir sahibin koleksiyonundan yapılan en yüksek satış olarak tarihe geçti. Bu satışta en yüksek fiyata satılan eser ise Picasso’nun 1905 yılında Rose Dönemi’nde yaptığı Fillette à la Corbeille Fleurie tablosu oldu.
Eserin ilk sahipleri, modern sanatın öncülerinden olan Amerikalı kardeşler Leo ve Gertrude Stein’dı. Eseri tamamlandığı yıl bir Parisli tüccardan satın aldılar. Gertrude Stein’in ölümünden sonra, 1968’de eser, New York’taki Modern Sanat Müzesi’ne satıldı ve daha sonra David Rockefeller tarafından müzeden satın alındı.
Rockefeller müzayedesinde tablo 115 milyon dolara satıldığında büyük dikkat çekti ve en pahalı Pablo Picasso eserleri listesinde ilk sıraya yerleşti.
Ancak bu sadece satış fiyatı nedeniyle değildi. Eserde, boynunda bir kolye takılı, çıplak ve yalnızca bir çiçek sepeti tutan ergenlik öncesi bir kız çocuğu tasvir ediliyordu. Bu kız çocuğunun, tarihçiler tarafından bilinen, Linda adında genç bir seks işçisi olduğu düşünülmektedir.
Her ne kadar eser uzun yıllar boyunca bir başyapıt olarak kabul edilse de, tablo Picasso’nun kadınlara yönelik yaklaşımıyla ilgili tartışmaları yeniden alevlendirdi. Christie’s Amerika Başkanı Marc Porter, “Bu eser, Picasso’nun hayatı boyunca uğraştığı temaları temsil ediyor: aşk, cinsellik, güzellik, şefkat, şiddet,” diyerek eseri övmüştü. Ancak İspanya’da bazı akademisyenler ve eleştirmenler, Picasso’nun kadınları ele alışıyla ilgili eleştirileri sürdürdü. Bu eleştiriler, kısa bir süre önce Barselona’daki Picasso Müzesi önünde düzenlenen protestolarla yeniden gündeme geldi.
Picasso’nun eserleri, sanat dünyasında yalnızca estetik değeriyle değil, aynı zamanda kişisel ve toplumsal anlamlarıyla da derin izler bırakmıştır. Sanatçının kadınlarla olan ilişkileri ve onların temsili konusundaki tartışmalar, onun sanatı üzerindeki etkisini hiçbir şekilde azaltmamıştır. Ancak her eser, sanatçının kişisel yaşamı ve iç dünyasına bir pencere açar. İzleyicilere sadece bir sanat eseri değil, aynı zamanda bir yaşam öyküsü sunar. Picasso’nun bu en pahalı iki eseri de, sanat dünyasında yalnızca sanatsal değerleriyle değil, aynı zamanda arkasındaki hikayelerle de unutulmazdır.