Skip to main content

Black Mirror En Şaşırtıcı Gerçekler yazımızda, dizinin teknoloji, toplum ve insan doğası üzerine yarattığı sarsıcı etkileri keşfedin. Black Mirror sadece bir dizi değil. Bir zihin oyunu. Beyninizin içine gizlice sızar, ışıkları kapatır ve sizi teknolojiyle, kimliğinizle, hatta belki Alexa’nızla ilişkinizi sorgulamaya iter.

Çoğu hayran derin felsefi havaları ve gelecekteki kaosu çözmeye çalışırken, kamera arkası dedikodular da en az onlar kadar ilginç.

Black Mirror En Şaşırtıcı Gerçekler – Beyniniz Devre Dışı Kalabilir

 <yoastmark class=

 Black Mirror En Şaşırtıcı Gerçekler – Neredeyse “Spine Chillers” Olacaktı

Black Mirror ismine karar vermeden önce, yaratıcı yazar Charlie Brooker dizinin adını “Spine Chillers” koymayı düşünmüştü. Bu, yerel kütüphanenizin Cadılar Bayramı bölümüne benziyor, değil mi?

Neyse ki “Black Mirror”a geçti. Bu isim, telefonunuzun ya da televizyonunuzun kapalıykenki o ürkütücü siyah ekranına atıfta bulunuyor. Çok daha havalı. Çok daha ürpertici.

İlk Bölümler Yatakta iPad’de Yazıldı

Brooker, “Fifteen Million Merits” gibi ilk bölümlerin büyük kısmını yatakta iPad’inde takılırken yazdı. Dizi sürekli olarak bizi ekran bağımlılığı yüzünden eleştirirken, adam teknoloji kullanarak bunu yapıyordu.

 

 <yoastmark class=

 Black Mirror En Şaşırtıcı Gerçekler – Göz Önünde Gizlenmiş Bir Bağlantılı Evren Var

Dizi tamamen bağımsız hikayelerden oluşuyor gibi görünse de dikkatli hayranlar bazı bölümlerin birbirine bağlı olduğunu fark etti. TCKR gibi sahte şirketler birden fazla bölümde yer alıyor. Aynı başlıklar ve cihazlar tekrar tekrar kullanılıyor. İnce bir detay, ama bu Black Mirror’ı bir çeşit teknoloji korku evrenine dönüştürüyor. Yani varoluşsal korkunun Marvel Sinematik Evreni gibi.

Buna da bakın:

 <yoastmark class=

Domuz Bölümü Neredeyse Yayınlanmıyordu

Evet, o domuz bölümü. “The National Anthem” neredeyse yayınlanmıyordu. Çünkü insanların çoğu bunun fazla olduğunu düşünüyordu. Brooker ise eğer Black Mirror gibi bir dizi yapacaklarsa cesur başlamaları gerektiğini savunuyordu.

Cesur, onu tanımlamanın bir yolu olabilir. Travmatik ise daha doğru bir tanım.

 <yoastmark class=

Miley Cyrus Aslında Kendini Oynuyordu – Black Mirror En Şaşırtıcı Gerçekler

“Rachel, Jack and Ashley Too” bölümünde Miley’nin rolü, kendi hayatıyla fazlasıyla örtüşüyordu. Miley, bu hikayenin müzik endüstrisinde manipüle edildiğini hissettiği gerçek deneyimlerini yansıttığını söyledi.

Zihin kontrolü altındaki yapay zekalı bebek mi? Bu sadece bilim kurgu değildi. Düşük profilli bir şekilde Miley’nin Hollywood hakkındaki sitemiydi. Biraz ışıltı, biraz da travmayla.

Dizideki Oyunlardan Biri Gerçek Hayatta Var

“Bandersnatch” bölümündeki kurgusal retro oyun “Nohzdyve” aslında gerçek. Bir ZX Spectrum emülatörünüz varsa indirip oynayabilirsiniz. Evet, tam anlamıyla eski usul moda geçiyoruz.

Sahte bir oyunun içindeki oyun, gerçek bir oyuna dönüşmüş. Black Mirror seviyesinde inception.

Bazı Bölümler Kabuslardan Çekip Alındı

Brooker, “White Bear” ve “Playtest” gibi bölümlerin kendi rüyalarından geldiğini itiraf etti. Bildiğiniz kaygı dolu kabuslar senaryoya dönüşmüş.

Belli ki bilinçaltı fazla mesai yapmış, Netflix de çek yazmış.

Dizi Teknolojiyi… Gerçekten Tahmin Etti

“Nosedive” bize sosyal kredi puanlarının hayatınızı belirlediği korkutucu bir dünya gösterdi. Sonra Çin, “Bekle” dedi ve benzer bir sistemi hayata geçirdi. Elon Musk’ın hafıza çipleri hakkında konuşması mı? Bu, “The Entire History of You” bölümünün gerçek hayattaki karşılığı.

Brooker artık kurgu yazmıyor. Sadece olacakları belgeliyor.

Sahte Reklamlara Tüm Gücüyle Yüklendiler

Bölümlere serpiştirilen sahte reklamlar sadece dekor değildi. “Hot Shot” ve “Wraith Babes” gibi tamamen hazırlanmış reklamlar çektiler ve dizinin evrenini genişlettiler.

Gerçek dizinin içindeki sahte programlar, her şeyi daha da içine çeken bir hale getiriyor. Açıkçası, oldukça dahice.

Daniel Kaluuya Bölümünden Sonra Parladı

Get Out’tan çok önce, Kaluuya “Fifteen Million Merits” bölümünde efsanevi bir performans sergiledi. Jordan Peele, bu bölümü izledikten hemen sonra onu Get Out’un başrolüne seçti. Tek bir performansla kariyeri değişti.

Black Mirror yetenekleri parlatmaya devam ediyor.

“White Christmas” Sadece Bir Tatil Başlığı Değil

“White Christmas” bölüm başlığı çok katmanlı bir kelime oyunu. Engellenmenin yarattığı rahatsız edici beyaz silüet efektine atıfta bulunuyor. Ve aynı zamanda tatil temasına bağlanıyor.

Ama bu hikayede hiçbir şey sıcak ya da neşeli değil. Daha çok süslenmiş bir travma gibi.

Charlie Brooker Önce Sert Bir TV Eleştirmeniydi

Geçimini kabus gibi hikayeler yazarak kazanmadan önce, Brooker, dizileri “çöp” oldukları için yerden yere vuran bir TV eleştirmeniydi. O jilet gibi keskin yorumlar Black Mirror’a kusursuzca taşındı.

Diziyi izlemek, modern toplumun alaycı bir eleştirisini şeker krizindeymişsiniz gibi okumaya benziyor.

Buna da bakın:

 Black Mirror En Şaşırtıcı Gerçekler – Arı Drone’ları Gerçek Bilime Dayanıyordu

“Hated in the Nation” bölümünde katil arı dronelar, gerçek arıların yerini alıyor ve insanları hedef almaya başlıyor. Çılgınca geliyor, değil mi? Oysa araştırmacılar, gerçek arılar ölmeye başladığından beri robotik tozlaştırıcılar geliştiriyor.

Brooker fikri icat etmedi. Sadece “Ya cinayet moduna geçselerdi?” diye sordu.

 Black Mirror En Şaşırtıcı Gerçekler – “Joan Is Awful” Garip Bir Zamana Denk Geldi

6. sezonun “Joan Is Awful” bölümü, üretken yapay zeka, deepfake’ler ve gerçek zamanlı karakter değiştirme trendlerinin patladığı dönemde çıktı. Bölüm o kadar isabetliydi ki, bir uyarıdan çok YouTube eğitim videosu gibi hissettirdi.

Yine hayat sanatı taklit etti.

Buna da bakın:

 <yoastmark class=

Black Mirror, İstemediğimiz Yansıma

Bu dizi sadece eğlendirmiyor. İfşa ediyor. İçinde yaşadığımız dijital dünyanın perdesini aralayıp “İyi misin?” diye fısıldıyor.

Teknoloji giderek daha ürkütücü hale geldikçe bölümler daha sert çarpıyor. İster karanlık bir şakaya gülerken ister dijital bir öte dünyada ağlarken olun, Black Mirror her zaman zihninizle oynamanın bir yolunu buluyor.