Buyruk, üniversite yıllarında Allah kavramını ve evreni anlamaya çalıştığı sırada, İslam’ı, Kuran’ı ve Hz. Muhammed’in anlattığı Allah sistemini merak ederek araştırmaya yöneldi. Yunus Emre, Şems-i Tebrizi, İbn-i Arabi, Abdülkadir Geylani ve Mevlana’nın felsefelerini inceleyerek tasavvuf birikimini oluşturdu. Bu süreçte Tıp doktoru olan ilim ehli bir zat ile tanıştı ve uzun yıllar tasavvuf ilminin bilimsel tabandaki açılımına ilişkin eğitim aldı. Hz. Muhammed’in, Âlimlerin, Ariflerin yüzlerce yıl önce kuantum sistemini keşfederek hayatlarında kullandıklarını fark etti ve Kuran’ın kuantum sistemini en mükemmel şekilde anlattığını gördü.
Buyruk, 2000’li yılların ortalarında, kuantum düşünce sistemi dünyada yeni keşfedilmişken, İsviçre Lozan’da evrenin enerjisi olan Prana’yı (süptil enerji) kullanma sanatını öğrendi. 2004 yılında kuantum fiziği ve bununla bağlantılı olarak kuantum düşünce sistemini kullanma metodolojisiyle ilgili eğitimler aldı. Kuantum düşüncesini gerçekleştirmek için öncelikle bilinçaltı düşünce kalıplarının, negatif çekirdek inançlarının temizlenmesi gerekliliğinden yola çıkarak bilinçaltını kodlama ve süptil enerjiyle kandırma yollarını keşfetti. Bilinçaltı çekirdek inançlarını ve negatif yükleri her insanın kendi çalışmasıyla nasıl temizleyebileceğinin yollarını gösterdi ve uygulamalara başladı. Çakraların en kolay nasıl çalıştırılacağı ve dengelerinin nasıl kurulacağı ile ilgili çalışmalar yaptı ve uyumlu çakralarla sağlıklı yaşamanın yollarını danışanları ile paylaştı.