E-ticarette başarılı olmak makalemizde e-ticaretin geleceğini ve e-ticarette değişen iş modellerini inceliyoruz.
Küresel salgının etkisiyle 10 yıllık büyümeyi birkaç yılda gerçekleştiren e-ticaret, ekonomik baskıların etkisiyle bir hizalanma periyoduna girdi. “İş dünyasında küresel salgının ve onu takip eden dönemin galibi sektör hangisi?” diye sorsalar, büyük olasılıkla herkesin aklına e-ticaret gelir.
Küresel danışmanlık şirketi McKinsey’in “salgının ilk döneminde perakende sektöründe yazılan en iyi hikayelerden biri” olarak tanımladığı e-ticaret, fiziksel satışların karantinalar sebebiyle durmasıyla ürün ve hizmetlere erişmenin tek yolu haline geldi. Bu durum ise online alışverişe kitlesel bir geçişle sonuçlandı.
Farklı bir kariyer yolu tercih etmek veya pasif gelir elde etmek isteyen bireyler de dropshipping gibi yöntemlerle e-ticaret yapmaya başlıyor. Görünen o ki e-ticaret, gelecekte çoğu kişinin yetenek geliştirmesi gereken bir alan olarak öne çıkıyor.
Peki veriler de bu durumu destekliyor mu? Son üç yılını ışık hızında geçiren e-ticaret sektörünü nasıl bir gelecek bekliyor? Bilgiyi erişilebilir kılan ve her uzmanlık alanından eğitmen ve içerik üreticilerini, nitelikli içeriğe ulaşmak isteyenlerle buluşturan Accessland olarak bu yazımızda, 2023 e-ticaret istatistiklerinden yola çıkacak, ardından trendlere uzanacağız. E-ticaretin bilinen ama son gelişmelerle değişen iş modellerinden öne çıkanları bir araya getirecek, e-ticarette başarılı olmanın sırlarını derlemeye çalışacağız. Kim bilir belki de kariyerinizin yeni yol haritasından e-ticaret vardır. Başlayalım mı?
2023 e-ticaret istatistikleri
Bir sektörü yakından anlamanın ve o sektöre dair gelecek planları kurmanın ilk adımının istatistikleri okumaktan geçtiğine inandığımız için, önce 2023 e-ticaret verilerine bir göz atalım. Forbes’un Insider Intelligence’tan derlediği verilerden hareketle, bir süredir, özellikle de resesyon tartışmalarının hız kazandığı 2022’nin ikinci yarısından bu yana e-ticaretin yavaşlama eğiliminde olduğunu söyleyebiliyoruz. Bunu yavaşlamadansa bir hizalanma ve zamana yayılma olarak görmek de mümkün, zira 2023’te %10,4 büyümesi beklenen e-ticaret satışlarının yılın sonunda 6,3 trilyon doları, 2026’ya gelindiğinde ise 8,1 trilyon doları aşması bekleniyor.
Öte yandan tahminler, 2023’te perakende sektöründeki her 5 satıştan birinin online platformlarda gerçekleştirileceğine işaret ediyor. 2026’ya giderken ise bu oranın 4 satıştan biri olarak güncelleneceği tahmin ediliyor. Fiziksel alışveriş yapan beş kişiden dördü, ayda en az bir kez online alışveriş de yapıyor.
Bir yandan sosyal medya platformlarının e-ticareti kolaylaştıran ve platform içi bir boyuta taşıyan geliştirmeleri, tüketici davranışlarına da yansıyor. Zira sosyal medya ticaretinin 2026’ya kadar 2,9 trilyon dolarlık büyüklüğe ulaşacağı öngörülüyor.
İstatistikler, e-ticaretin sosyal ticaret gibi yeni akım ve alışkanlıklarla sürdürülebilir bir büyüme ivmesi kazandığını kanıtlıyor. Bu durum her ölçekten işletme için e-ticarette rekabetin giderek arttığı anlamına geliyor. Ürün ve hizmet kalitesi, fiyat gibi faktörler müşteri tercihlerinde önemli rol oynamayı sürdürse de e-ticaret profesyonelleri için e-ticaret deneyimi, online ödeme süreçlerinin kesintisizliği ve çok kanallı satış deneyimlerinin birbiriyle uyumu gibi düşünülmesi gereken başlıklar çoğalıyor.
Bu noktada e-ticareti bir kariyer yolculuğu olarak düşünen bireylerin ve işletmesinin geleceğini dijitalde gören KOBİ’lerin e-ticarette değişen iş modellerini kavraması, ürün ve hizmetlerin dışında deneyimi nasıl farklılaştırabileceğini öğrenmesi önem kazanıyor.
2023 ve 2024’te e-ticarete hangi trendler damga vuracak?
E-ticaret küresel ekonomik koşullarla, makro gelişmelerle, tüketici beklentileriyle, küresel çapta yükselen değerlerle ve artan rekabetin getirdiği yeni teknolojilerle doğrudan ilişkileniyor. Örneğin enflasyonist baskılar harcama kalemlerini değiştiriyor, “Şimdi Al Sonra Öde (Buy Now Pay Later)” gibi ödeme yöntemleri talep görmeye başlıyor, low code / no code (düşük kod / kodsuz) geliştirme gibi teknolojik gelişmeler, e-ticarete giren oyuncu sayısını ve dolayısıyla rekabeti artırıyor. Artırılmış gerçeklik ekipmanlarının erişilebilirliği, e-ticaretin tam anlamıyla sanal ve üç boyutlu bir düzleme taşınabilmesinin önünü açıyor.
Tüm bunlar ışığında, e-ticarette geleceği şekillendirmesi beklenen başlıklar şu şekilde sıralanıyor:
Tüketici tercihleri daha kolay değişiyor:
Tüketiciler bugün, her zamankinden daha fazla seçeneğe sahip. Bir karşılaştırma sitesini kullanarak pazaryerlerindeki tüm satıcıları birkaç adımda kıyaslayabiliyor ve küresel çapta yüksek seyreden enflasyon ortamında bu özgürlüğü kullanmak konusunda da oldukça cesur davranıyor. Mayıs 2021 – Mayıs 2022 tarihleri arasında 10 tüketiciden yedisinden fazlasının, normalde tercih ettikleri markanın rakibinden alışveriş yaptıkları biliniyor.
Sosyal ticaret artıyor:
Marketing Dive araştırması, 10 tüketiciden 9’unun sosyal medyada takip ettiği bir markadan alışveriş yaptığını gösteriyor. Instagram, Facebook, TikTok gibi platformlar, markaların e-ticareti için sosyal medya da bir satış kanalına dönüşüyor. Öte yandan internetin yeni formunu tanımlayan metaverse yolda ve sosyal medyanın geleceğini oluşturacağı tahmin ediliyor. Dünyaca ünlü markaların metaverse platformlarında sanal mağazalarını açtıkları düşünüldüğünde sosyal ticaretin gelecekte daha çok konuşulur olacağı aşikar.
Hızlı büyüme yerini kârlılık hedeflerine bırakıyor:
E-ticaret 2020 ile başlayan dönemde yıllar sürecek büyümeyi birkaç aya sığdırdı. Rekabetin arttığı ve özellikle risk sermayesi yatırımlarının çoğaldığı bu dönemde markalar, etkisini ölçüp ölçmemeye çok da dikkat etmeden pazarlama yapmak üzere muslukları fazlasıyla açtı. Bu bolluk dönemini küresel durgunluğun tartışıldığı, kârlı bir işletme olmanın daha büyük müşteri tabanına erişmekten daha öncelikli bir konuma geldiği bir süreç izliyor. Hem markaların hem de tüketicilerin maliyet kesintilerine gittiği, harcamalarını azaltmanın yollarını aradığı bir dönemi yaşarken, mevcut tüketicilerle sadık bir bağ kurmak daha da önem kazanıyor.
Teslimat ve ödeme deneyimi fark yaratıyor:
E-ticaret profesyonellerinin ürün çeşitliliğinden, hizmet kalitesinden öteye geçmesi, müşteriyi ikna edecek daha geçerli ve güçlü sebepler sunması gerekiyor. Rekabetle gelişen endüstride, aynı gün teslimat gibi daha iyi teslimat deneyimleri ve farklı ödeme çözümleri sunan e-ticaret platformları kazanmaya bir adım daha yaklaşıyor.
E-ticarette başarılı olmak için değişen iş modellerini anlamak
B2B ve B2C olarak kısaltılan e-ticaret iş modelleri yeni sayılmasa da dijitalleşmenin hız kazanması her iki modele de yeni form ve karakteristikler kazandırıyor. Öte yandan aracıların ortadan kalktığı, markaların tüketicilere kendilerine ait kanallardan doğrudan ulaştığı D2C gibi iş modelleri de giderek yaygınlaşıyor. Gelin e-ticarette en çok tercih edilen iş modellerine yakından bakalım.
B2C (Business-to-Consumer):
İşletmelerin son kullanıcıya, doğrudan bireysel müşteriye satış yaptığı, online perakende modelidir. Hem ürün hem de hizmetlerin satışını içeren bu modelde, müşterilerin karar verme süresi çok daha kısa olduğundan, B2C e-ticaret modeliyle çalışan işletmeler müşterilerin karşısında dijital reklamlarla, mobil uygulamalarla, kullanıcı deneyimi gelişmiş platformlarla ve bilinen pazaryerleri aracılığıyla ulaşıyor.
B2B (Business-to-Business):
İşletmelerin birbirleriyle yaptığı ticari tanımlar. Gelişen teknolojiler ve pandeminin etkisiyle yeni bir boyut kazanan B2B e-ticaret, işletmelerin katalogları ve sipariş tablolarını bırakarak B2B pazaryerlerinde konumlanmasını sağlıyor. Artık işletmelerin toptan satın almaları da yine bu iş için oluşturulmuş pazaryerleri veya işletmelerin dijital satış kanalları aracılığıyla gerçekleştiriliyor. Özellikle genç kuşak işgücünden daha büyük pay aldıkça, B2B e-ticaretin geleceğinde büyüme görünüyor.
D2C (Direct-to-Consumer):
Pandeminin tetiklediği trendler arasında sayılan D2C, işletmelerin ürün ve hizmetlerini müşterilere pazaryeri veya online perakendeci gibi aracılar kullanmadan, doğrudan ulaştırdığı modeldir. Platform komisyonlarından kurtulan ve maliyetleri bu sayede dengeleyen markalar, D2C modelde müşterilerine daha hesaplı fiyatlar sunarak rekabet edebiliyor. Öte yandan bu model, sipariş karşılama (fulfillment), teslimat, lojistik, depolama gibi sektörlerde de dijitale ve e-ticaret dinamiklerine uygun yeni iş modellerinin doğmasına aracı oluyor.
Dropshipping:
Bir iş modelinden ziyade bir değer ulaştırma yöntemi olarak tanımlanan ve Türkçeye “stoksuz satış” olarak çevrilen dropshipping, e-ticaret sektörünün en hızlı büyüyen yöntemlerinden biridir. Bu modelde işletmeler veya bireysel satıcılar, AliExpress, Amazon gibi üçüncü taraf tedarikçiler tarafından sağlanan ürünlerin pazarlanmasını ve satışını üstleniyor. Ürünün lojistiği, satış gerçekleştiğinde alıcıya nakliyesi gibi süreçler, tedarikçiler tarafından üstleniliyor.
E-ticarette Başarılı Olmak
Dijitalin hayatımızda olmadığı bir dünyada bir girişimci, uygun bulduğu bir noktada dükkan açar ve bölge halkına hizmet verirdi. Bugün ise dünya üzerindeki milyarlarca kullanıcının erişilebileceği dijital dükkanlar var. E-ticaret platformları bu yönüyle fiziki mağazalara kıyasla büyük bir potansiyel taşıyor fakat aynı seviyede rekabeti de beraberinde getiriyor.
Yeni teknolojilerden yararlanın:
Metaverse, AR/VR, yapay zeka, tavsiye tahmin sistemleri, ödeme altyapıları… E-ticarette kullanıcı deneyimini iyileştiren pek çok gelişme, neredeyse her gün yaşanıyor. Öte yandan düşük kod ve kodsuz geliştirme gibi akımlar e-ticaret platformu, öneri-istek-talep formu, hatta mobil uygulama geliştirmeyi aylar içinde değil, birkaç günde tamamlanabilecek süreçler haline getiriyor. Yeni teknolojileri takip etmek, doğru zamanda doğru teknoloji yatırımları yapmak, e-ticaretin önündeki büyüme bariyerlerini kaldırmakta önemli rol oynuyor.
Tüketicilerinizi ve hedef kitlenizi anlayın:
Doğru ürünü, doğru pazarda, doğru hedef kitleye, doğru söylemlerle mi sunuyorsunuz? Arama motoru optimizasyonu gibi teknik ayrıntılara yeterince özen gösteriyor musunuz? Öne çıkan ürünlerinizi doğru zamanda tanıtarak daha çok kişinin o ürün ve hizmetlere erişmesini kolaylaştırabiliyor musunuz? Her şeyin ötesinde, tüketicinizi ne kadar tanıyorsunuz? E-ticaret profesyonelleri için seslendikleri kitleyi anlamak, dinlemek ve onların ihtiyaçlarına yanıt vermek, rekabetin anahtarı olarak konumlanıyor.
Doğru altyapıya yatırım yapın:
İşiniz bir anda büyüyebilir, tahminlerinizin ötesinde talep alabilirsiniz. Satışa çıkardığınız bir ürün fenomene dönüşebilir. Sunduğunuz teslimat veya ödeme deneyimi, belki de müşterilerin önemli bir acı noktasına çözüm getirdiği için bir anda çok tutulabilir. Altyapınızın her senaryoya hazırlıklı olması, teknik yeterliliklerinizin, destek ekibinizin, teslimat ve depolama konusunda hizmet aldığınız iş ortaklarınızın çevikliği büyütmeniz için önemlidir.
Deneyimin her aşamasını tasarlayın ve iyileştirin:
E-ticaretin her zaman geliştiğini aklınızdan çıkarmayın. Rekabetin bu kadar yeni olduğu bir kategoride avantaj elde etmek için, rakiplerinizin hamlelerini önceden sezmeye ve daha iyisini, daha önce tasarlamaya çalışın. Arama motorunda markanızla ve e-ticaret sitenizle karşılaşan müşteriyi içeri nasıl aldığınızı ve nasıl artıracağınızı sürekli takip edip yenileyin. Müşterilerinizi nasıl sadık bir müşteriye dönüştüreceğinizi her bir sürecinizi mercek altında tutarak sürekli gelişimini sağlayın. E-ticaret optimizasyonunu bütünsel bir tutumla ele alın ve elbette tüm bunları yaparken kullanıcılarınızın sesine kulak verin.